ESG Performansının Şirketlere Gerçek Etkisi

Modern pazarların karmaşık dinamikleri içinde hareket eden firmalar için ESG performansı, kuruluşların sağlığını ve geleceğe yönelik potansiyelini değerlendirmede önemli bir ölçüt haline gelmiştir.

Synesgy Global Observatory tarafından sunulan bulgular, ESG’nin sadece çevresel, sosyal ve yönetişim performansını değerlendirmek için bir araç olmaktan çıktığını, kapsamı geniş bir iş stratejisi haline geldiğini gösteriyor. ESG ilkelerini operasyonlarına entegre eden şirketler ise, ekonomik ve itibar avantajları elde ederek sürdürülebilir büyümeye ve rekabet gücünü arttırmaya yönelik önemli adımlar atıyor.

500.000’den fazla firmanın incelenmesiyle oluşturulan Synesgy Global Observatory’e göre ESG performansının şirket değerlendirmesi üzerindeki etkileri ise şu şekilde:

Synesgy Global Observatory: Yeni Bir Rekabet Avantajı

Synesgy Global Observatory, firmaların ESG uygulamalarını benimseme oranlarına dair küresel bir bakış sunarak farklı sektörlerde ve coğrafyalarda faaliyet gösteren şirketlerin sürdürülebilirliği operasyonlarına nasıl entegre ettiğini analiz ediyor.

144 ülkede 500.000'den fazla şirkete ait verilerle hazırlanan rapor, ESG'nin şirket stratejilerinin şekillendirilmesindeki dönüştürücü rolünü vurguluyor. Mikro işletmelerden çok uluslu şirketlere kadar farklı büyüklükteki kuruluşları kapsayan analizler, sürdürülebilirliğin küresel bir başarı faktörü haline geldiğini gösteriyor.

Yapılan analizler, yalnızca şirketlerin ESG performansına yönelik metrikleri ölçmekle kalmayıp, somut veriler ve kanıtlarla ESG performansının şirketlere sağladığı ticari faydaları da ortaya koyuyor.

Yönetişim, çevresel uygulamalar ve sosyal etkiyi kapsayan bu değerlendirme, şirketlerin güçlü yanlarını belirlemelerine, risklerini öngörmelerine ve paydaş beklentileriyle uyum sağlamalarına yardımcı oluyor.

ESG Metriklerinin Stratejik Rolü

Bankalar, sigorta şirketleri ve tedarik zinciri liderleri şirketlerin operasyonlarını, yönetişim yapısını ve çevresel etkilerini anlamak için giderek artan bir şekilde ESG değerlendirmesini karar alma süreçlerinin temel bileşeni olarak benimsiyor.

Finansal kuruluşlar için ESG metrikleri, kredi değerlendirmelerinde ve operasyonel dayanıklılığı öngörmede etkin bir rol oynarken, tedarik zinciri yöneticileri için ESG skorları, tedarikçi güvenilirliği ve uzun vadeli istikrarın bir göstergesi olarak kullanılıyor.

Synesgy verilerine göre, daha yüksek ESG skoru alan şirketler, sektör ortalamasına kıyasla %50 daha düşük ticari risk taşıyor ve bu sayede hem tercih edilen hem de daha güvenilir bir iş ortağı haline geliyor.

ESG’nin Finansal Avantajları

Raporun çarpıcı bulgularından biri, ESG performansı ile finansal avantajlar arasındaki bağlantı.

Daha düşük karbon salımına sahip şirketler, düşük faiz oranlarından yararlanarak yeni finansman fırsatlarına erişim sağlayabiliyor.

Avrupa Merkez Bankası verilerine göre düşük karbon salımına sahip şirketler, finansal kuruluşlar tarafından daha düşük riskli olarak görüldüğü için daha uygun kredi koşullarına sahip olabiliyor. Ayrıca, bu şirketlerin ekonomik dalgalanmalara karşı daha büyük bir dayanıklılık göstererek, yatırımcılar ve bankalar için daha cazip hale geliyor.

Yönetişim Skorları ve Zamanında Ödeme Davranışları

Synesgy ESG değerlendirmesinde ölçülen yönetişim performansı, bir şirketin finansal disiplini ve tedarik zinciri içindeki güvenilirliği ile potansiyel yeni iş ortaklarıyla olan ilişkisi açısından kritik bir faktör olarak ortaya çıkıyor.

Synesgy Global Observatory’ye göre, yüksek yönetişim skoruna sahip (“A” ve “B”) şirketler, tedarikçilerine zamanında ödeme yapma olasılığına daha fazla sahip iken, "D" ve "E" gibi düşük yönetim skoruna sahip şirketler, ortalamaya göre sırasıyla %0,4 ve %1,5 oranlarında daha yavaş ödeme performansı sergiliyor.

Bu korelasyon, ESG skorlarının, şirketlerin ödeme alışkanlıklarını öngörmede güvenilir bir gösterge olduğunu da ortaya koyuyor.

Çeşitli rapor ve analizler ile çıktısını aldığımız bu veriler, ESG’nin 21. yüzyılda başarılı olmak isteyen şirketler için sadece bir tercih haline gelmediğini, ESG uygulamalarının sadece yasal uyum sağlamakla kalmayıp, şirketlere somut faydalar sunduğunu gösteriyor. ESG'yi benimseyen şirketler, maliyet avantajı ve rekabetçi gücü artırarak uzun vadeli başarı sağlıyor.

Synesgy Global Observatory raporunun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Son içerikler

CSDDD: Şirketlerin Bilmesi Gereken 5 Temel Unsur

Avrupa Birliği (AB) Resmi Gazetesi’nde Temmuz 2024’te yayımlanan ve 25 Temmuz 2024 itibarıyla yürürlüğe giren Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti Direktifi (CSDDD), Avrupa pazarında faaliyet gösteren ya da bu pazarda iş yapan şirketlerin insan hakları, çevresel sorumluluk ve iklimle bağlantılı risklere yaklaşımlarını köklü biçimde dönüştürmeyi hedeflemektedir.

18.07.2025

Avrupa Birliği'nin CSRD Direktifi İşletmeler İçin Ne Anlama Geliyor?

Kurumsal sürdürülebilirlik raporlamasına yönelik Avrupa Birliği’nin yeni yasal çerçevesi olan Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (Corporate Sustainability Reporting Directive – CSRD), önceki düzenleme olan Finansal Olmayan Raporlama Direktifi’ndeki (NFRD) eksiklikleri gidermek amacıyla tasarlanmıştır. Bu yeni direktif, daha sağlam, standartlaştırılmış ve kapsamı genişletilmiş bir sürdürülebilirlik raporlama yapısı sunarak, şirketlerin raporlama yükümlülüklerinin derinliğini ve genişliğini önemli ölçüde artırmaktadır.

07.07.2025

Sürdürülebilirlikte En İyi 10 Tedarik Zinciri Risk Yönetimi Uygulaması

Günümüzde firmalar; iklim değişikliği, kaynak kıtlığı, yeni yönetmelikler ve etik çalışma uygulamaları gibi sürdürülebilirlikle ilgili giderek daha karmaşık risklerle karşı karşıyadır. Bunun sonucunda ise, Sürdürülebilirlik Risk Yönetimi, Tedarik Zinciri Risk Yönetimi (Supply Chain Risk Management – SCRM) içerisinde vazgeçilmez bir unsur haline gelmiş, kurumsal dayanıklılık ve operasyonların yürütülmesinde kritik bir rol oynamaya başlamıştır.

30.04.2025