ESG Stratejilerinde İlham Alabileceğiniz 3 Yaklaşım

Dünya genelinde şirketler, çevresel, sosyal ve yönetişim (Environmental, Social and Governance – ESG) ilkelerinin iş stratejilerinin kenarından merkezine kaydığı kritik bir dönüşüm sürecinden geçmektedir. Bu dönüşümün temelinde; düzenleyici çerçevelerdeki güncellemeler, yatırımcı taleplerindeki değişim, artan piyasa baskıları ve sivil toplum ile tüketicilerden gelen hesap verebilirlik beklentileri yer almaktadır.

Avrupa Birliği'nde Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (Corporate Sustainability Reporting Directive – CSRD) ve Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülüğü Direktifi (Corporate Sustainability Due Diligence Directive – CSDDD) gibi düzenlemeler, şirketlerin şeffaflık ve sorumluluk anlayışlarını yeniden tanımlarken; halka açık şirketler için ESG raporlama kurallarını yeniden değerlendiren ve ileriye dönük veri ihtiyacının önemini vurgulayan Hindistan Menkul Kıymetler ve Borsa Kurulu (Securities and Exchange Board of India – SEBI) örneğinde olduğu gibi, birçok ülkede ESG raporlamaya dair yeni standartlar geliştirilmektedir. Bu gelişmeler, küresel ölçekte düzenleyici uyumun yeniden şekillendiğine işaret etmektedir.

Yatırımcılar, şirketlerin ESG performansını finansmana erişim ve değerleme süreçlerinde temel kriter olarak ele almakta; tüketiciler ve çalışanlar ise çevresel sorumluluk, sosyal adalet ve etik yönetişim alanlarında somut adımlar talep etmektedir.

Bu dinamikler doğrultusunda, sürdürülebilirlik artık tercihe bağlı bir inisiyatif değil; kurumsal liderlik, piyasa itibarı ve uzun vadeli direnç için stratejik bir gereklilik haline gelmektedir.

2025 İçin Öne Çıkan ESG Öncelikleri

Şirketlerin sürdürülebilirlik stratejilerini şekillendirirken öncelik verdiği alanlar şunlardır:

  • İklim ve Karbonsuzlaşma: Sera gazı emisyonlarının azaltılması ve Bilim Temelli Hedefler (Science-Based Targets initiative – SBTi) ile uyumlu hedeflerin belirlenmesi,
  • Tedarik Zinciri Şeffaflığı: Tüm zincir boyunca etik ve sürdürülebilir uygulamaların benimsenmesi,
  • Biyoçeşitlilik ve Ekosistem Koruma: Doğal kaynakların ve biyolojik çeşitliliğin korunmasının stratejik kararlara entegre edilmesi,
  • Sosyal Eşitlik ve Dahil Etme: Çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılığın kurumsal kültürün bir parçası haline getirilmesi,
  • Teknolojik İnovasyon: ESG verilerinin izlenmesi, raporlanması ve yönetimi için dijital teknolojilerin (örneğin yapay zeka, blokzincir) kullanımı.

İlham Veren Şirket Yaklaşımları

LVMH – Lüksü Sürdürülebilirlikle Buluşturmak

LVMH, çevresel ve sosyal sorumluluğu marka değerine entegre ederek “Life 360” stratejisi doğrultusunda döngüsellik, biyoçeşitlilik, iklim ve şeffaflık alanlarında güçlü hedefler belirlemiştir.

2030’a kadar Kapsam 1 ve 2 emisyonlarını %50, Kapsam 3 emisyonlarını ise katma değer birimi başına %55 oranında azaltmayı hedeflemektedir.

Şirket, tüm markalarında ekotasarım ilkelerini uygulamakta, sürdürülebilir hammaddeler kullanmakta ve düşük çevresel etkiye sahip üretim süreçleri benimsemektedir. Ayrıca, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization – UNESCO) iş birliğiyle biyoçeşitlilik çalışmalarını desteklemektedir.

Karbon Saydamlık Projesi (Carbon Disclosure Project – CDP) tarafından üçlü “A” notu ile değerlendirilen LVMH, düşük ESG riski ile öne çıkmaktadır.

Unilever – Sürdürülebilir Büyümede Öncü

Unilever, “Compass Strategy” ile sürdürülebilirliği iş modelinin merkezine yerleştirmiştir. 2039 yılına kadar tüm değer zincirinde net sıfır emisyona ulaşmayı hedeflemekte, 2025 yılına kadar tüm plastik ambalajlarını yeniden kullanılabilir, geri dönüştürülebilir ya da kompostlanabilir hale getirmeyi taahhüt etmektedir.

“Future Foods” girişimiyle bitki bazlı ürünleri teşvik ederek hem sağlıklı diyetleri hem de sürdürülebilir gıda sistemlerini desteklemektedir.

Toplumsal cinsiyet eşitliği, kapsayıcı istihdam ve hijyen gibi sosyal etki alanlarında da global ölçekte yatırım yapan Unilever, ESG endekslerinde üst sıralarda yer alarak bu alanlardaki performansını tescillemektedir.

Microsoft – Karbon Negatif Hedeflerinde Lider

Microsoft, 2030 yılına kadar karbon negatif olmayı, 2050 yılına kadar da tarihsel karbon emisyonlarının tamamını dengelemeyi taahhüt etmiştir.

Bu hedef, şirket içi karbon fiyatlandırması ve 1 milyar dolarlık İklim İnovasyon Fonu (Climate Innovation Fund) ile desteklenmektedir. Microsoft ayrıca karbon yakalama, döngüsel ekonomi ve sürdürülebilir tarım gibi alanlara yatırım yapmaktadır.

Emisyonlarını İklimle İlgili Finansal Beyan Görev Gücü (Task Force on Climate-Related Financial Disclosures – TCFD) ve Küresel Raporlama Girişimi (Global Reporting Initiative – GRI) standartlarına uygun şekilde raporlayan şirket, yapay zekâ etiği, veri gizliliği ve kapsayıcılık gibi diğer ESG başlıklarını da stratejisine entegre etmektedir.

Morgan Stanley Sermaye Uluslararası (Morgan Stanley Capital International – MSCI) tarafından verilen AAA ESG notu ve yer aldığı sürdürülebilirlik endeksleriyle sektör liderliği pozisyonunu sürdürmektedir.

Sürdürülebilirlik: Direnç ve Büyüme İçin Kaldıraç

ESG uygulamaları, yalnızca düzenleyici bir gereklilik değil; aynı zamanda risk yönetimi, operasyonel verimlilik, inovasyon ve finansmana erişim açısından stratejik bir avantaj sunmaktadır.

Kurumsal amaçlarını çevresel, sosyal ve yönetişim ilkeleriyle uyumlu şekilde yeniden tanımlayan şirketler, değişken piyasa koşullarına karşı daha dirençli hale gelmektedir.

LVMH, Unilever ve Microsoft gibi öncü örnekler, sürdürülebilirliğin iş modeline bütüncül biçimde entegre edildiğinde nasıl hem değer yaratan hem de krizlere dayanıklı bir kurumsal yapıya dönüştüğünü net biçimde ortaya koymaktadır.

Bu yönüyle ESG stratejileri, yalnızca uyum araçları değil; aynı zamanda rekabet avantajı yaratan bir büyüme kaldıraçları haline gelmektedir.

Son içerikler

Karbon Emisyon Raporu Nedir ve Nasıl Hazırlanır?

Karbon emisyon raporlaması, kuruluşların sera gazı (GHG) emisyonlarını ölçümlediği, belgelediği ve açıkladığı yapılandırılmış bir süreçtir. İklim değişikliğini azaltmaya yönelik küresel çabaların önemli bir unsuru olan bu uygulama, işletmenin çevresel etkilerini şeffaf bir şekilde ortaya koyar ve paydaşların farklı sektörlerdeki performansları değerlendirmesine ve karşılaştırmasına olanak tanır.

26.08.2025

Sera Gazı Emisyon Hesaplayıcıları (GHG) Şirketiniz İçin Neden Önemlidir?

İklim değişikliğinin gezegenimizi ve insan faaliyetlerini küresel ölçekte ciddi şekilde etkilemesiyle sera gazı (GHG) emisyonlarını anlamak ve azaltmak bireyler ve özellikle kurumlar açısından zorunlu hale gelmiştir. Bu hedefe ulaşmada ise farklı faaliyetlerin ürettiği sera gazı miktarını ölçmek üzere tasarlanan GHG emisyon hesaplayıcıları stratejik bir araç niteliği kazanmıştır.

21.08.2025

CSDDD: Şirketlerin Bilmesi Gereken 5 Temel Unsur

Avrupa Birliği (AB) Resmi Gazetesi’nde Temmuz 2024’te yayımlanan ve 25 Temmuz 2024 itibarıyla yürürlüğe giren Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti Direktifi (CSDDD), Avrupa pazarında faaliyet gösteren ya da bu pazarda iş yapan şirketlerin insan hakları, çevresel sorumluluk ve iklimle bağlantılı risklere yaklaşımlarını köklü biçimde dönüştürmeyi hedeflemektedir.

18.07.2025

Avrupa Birliği'nin CSRD Direktifi İşletmeler İçin Ne Anlama Geliyor?

Kurumsal sürdürülebilirlik raporlamasına yönelik Avrupa Birliği’nin yeni yasal çerçevesi olan Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (Corporate Sustainability Reporting Directive – CSRD), önceki düzenleme olan Finansal Olmayan Raporlama Direktifi’ndeki (NFRD) eksiklikleri gidermek amacıyla tasarlanmıştır. Bu yeni direktif, daha sağlam, standartlaştırılmış ve kapsamı genişletilmiş bir sürdürülebilirlik raporlama yapısı sunarak, şirketlerin raporlama yükümlülüklerinin derinliğini ve genişliğini önemli ölçüde artırmaktadır.

07.07.2025