
Günümüzde firmalar; iklim değişikliği, kaynak kıtlığı, yeni yönetmelikler ve etik çalışma uygulamaları gibi sürdürülebilirlikle ilgili giderek daha karmaşık risklerle karşı karşıyadır. Bunun sonucunda ise, Sürdürülebilirlik Risk Yönetimi, Tedarik Zinciri Risk Yönetimi (Supply Chain Risk Management – SCRM) içerisinde vazgeçilmez bir unsur haline gelmiş, kurumsal dayanıklılık ve operasyonların yürütülmesinde kritik bir rol oynamaya başlamıştır.
Modern tedarik zincirlerini oluşturan tedarikçiler, üreticiler, distribütörler ve perakendeciler ağı; jeopolitik gerilimlerden doğal afetlere, siber tehditlerden pandemilere kadar pek çok riske açıktır. Bu nedenle, güçlü SCRM stratejilerinin uygulanması, iş operasyonlarını korumak ve rekabet avantajını sürdürmek için zorunlu hale gelmiştir.
Tedarik Zinciri Risk Yönetimi (Supply Chain Risk Management – SCRM) Nedir?
Son dönemde yaşanan küresel jeopolitik, sosyal ve çevresel krizler, güçlü Tedarik Zinciri Risk Yönetimi (SCRM) stratejilerine olan ihtiyacı bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Bu bağlamda, SCRM; bir organizasyonun tedarik zincirinin bütünlüğünü ve performansını bozabilecek risklerin belirlenmesi, değerlendirilmesi ve azaltılması süreçlerinin kapsamlı bir şekilde yürütülmesidir.
Bu süreç, jeopolitik istikrarsızlık, doğal afetler, siber saldırılar, tedarikçi iflasları veya lojistik darboğazlar gibi potansiyel tehditlerin sistematik olarak analiz edilmesini ve etkilerini en aza indirecek önlemlerin etkin bir şekilde alınmasını içerir.
En İyi 10 SCRM Uygulaması
Günümüz firmaları için sürdürülebilirlik, dayanıklılığı artırmak, mevzuatlara uyumu sağlamak ve paydaşlarla olumlu ilişkiler kurmak açısından SCRM sürecine entegre edilmelidir.
Tüm tedarik zinciri boyunca ESG risklerini etkin bir şekilde tanımlamak ve yönetmek için 10 stratejik uygulama aşağıdaki şekilde belirlenmiştir:
1. Kapsamlı Sürdürülebilirlik Değerlendirmeleri Yapın: Tedarik zincirindeki karbon ayak izleri, kaynak kullanımı, atık yönetimi uygulamaları ve çalışma koşullarını değerlendirin. Deloitte raporuna göre, bu tür değerlendirmeler kritik risklerin belirlenmesi ve uygun önlemlerin alınması için gereklidir.
2. Sürdürülebilirlik Kriterlerine Göre Tedarikçileri Çeşitlendirin: EY araştırmasına göre, sürdürülebilirlik kriterlerine göre tedarikçi çeşitlendirmesi çevresel, düzenleyici ve itibar risklerini azaltır. Sıkı ESG standartlarına bağlı tedarikçilerle çalışmak, operasyonel aksaklıkları önler.
3. Tedarikçi Şeffaflığını ve İş Birliğini Teşvik Edin: Tedarikçilerin sürdürülebilirlik verilerini açıkça paylaşmalarını teşvik edin ve ESG girişimlerinde iş birliği yapın. Böylece riskler hızla tespit edilip çözülebilir.
4. Sürdürülebilirlik Metriklerini Gerçek Zamanlı İzleyin: Yapay zeka (AI), Nesnelerin İnterneti (IoT) ve büyük veri analitiği kullanarak tedarikçi performansını anlık izleyin. Financial Times’a göre, bu yaklaşım ESG risklerini daha iyi yönetmeyi sağlamaktadır.
5. Açık ve Net Sürdürülebilirlik Politikaları Belirleyin: Çevresel yönetim, insan hakları ve etik kaynak kullanımı gibi alanları kapsayan politikalar oluşturun. Uluslararası standartlarla uyumlu net kurallar, yasal riskleri azaltır.
6. Tedarikçi Uyumunu Düzenli Olarak Denetleyin ve Doğrulayın: Bağımsız denetimler yaparak tedarikçilerin çevresel ve etik standartlara uyumunu kontrol edin. Bu uygulamalar yasal yaptırımları ve itibar kaybını önler.
7. Sürdürülebilirlik Odaklı B Planları Geliştirin: İklim değişikliği gibi olaylara karşı senaryolar oluşturarak alternatif kaynak bulma ve lojistik stratejileri geliştirin.
8. Çalışanları Sürdürülebilirlik Eğitimi ile Güçlendirin: Çalışanlara ve paydaşlara sürdürülebilirlik konularında eğitim verin ve farkındalık oluşturun. Bunu bir şirket politikası haline getirmek ve paydaşların benimsemesini sağlamak, risklerin azaltılmasında büyük önem taşır.
9. Sürdürülebilirlik İçgörüleri İçin Teknolojiden Yararlanın: Yapay zeka tabanlı platformlar ve uydu teknolojileri gibi gelişmiş araçlar, çevresel uyum ve etik tedarik zinciri uygulamalarını destekler.
10. Sürdürülebilirlikte Sürekli İyileştirme Kültürü Oluşturun: Tedarik zincirindeki sürdürülebilirlik performansını düzenli olarak değerlendirin ve yeni gelişmelere göre stratejilerinizi güncelleyin, değişen paydaş beklentilerine uyum sağlayın.
Sürdürülebilirlik odaklı bir SCRM yaklaşımı, çevresel belirsizliklerin, düzenleyici değişimlerin ve paydaş beklentilerinin damga vurduğu günümüz küresel ortamında başarılı olmanın temelidir. Uygulamaların benimsenmesi sayesinde firmalar, sürdürülebilirlik risklerini etkin bir şekilde yönetebilir; inovasyonu teşvik edebilir, farklılaşmayı artırabilir ve uzun vadeli değer yaratabilirler.